Hoca:Oğlum sen okumayı bırak kazanamazsın üniversiteyi.Daha canlı cansız nedir onu bilmiyosun.Allah bilir benimle şu (kara)tahta arasında ne fark var onu bile bilemezsin.
Fuat:Estafurullah hocam siz daha yakışıklısınız.
Sınıf: (Kopar)
Hoca: (KAPAK)
Fuat: (Tahtaya döner)Özür dilerim hakaret ettim.
Sınıf: (Yarılır)
Hoca: (KAPAK2)
Fuat tabi dersten atılır.Biyolojisi 2 düşer ama hocaya koyduğu lafla tüm okulda tanınır.
NOT:Fuat kim acaba
FIKRALARLA DEVAM!!!
Bi gün temel bi konferansa gider.Bilim adamı tüp bebek ve suni döllenmeyle ilgili bilgiler verir ve sonunda yapay yoldan çocuk yapılabileceğini söyler.En arkadan temel kalkar ve:
-Doğal yötemlerden vazgeçmem.
ava çıkmış adam,başına gelenleri anlatıyormuş:
ormanda ilerlerken,karşıma kocaman bir ayı çıkmaz mı? çifteyi doğrultacak zaman yok!silahı attığım gibi başladım kaçmaya.fakay ayı peşimde!benden hızlı koşuyor.bir ara ayının sıcacık nefesini ensemde hissettim.o kadar yaklaşmıştı.derken ayının ayağı kaydı,yere düşdü.fırsat bu fırsat,tabana kuvvet arayı açtım.ama ayı toparlandı,kalktı,bana yetişti.yine nefesi ensemde...pençesini uzatsa omuzumdan yakalayacak.Allah'tan tam o sırada yine ayının ayağı kaydı,yere düştü.talih bana gülüyor!hızımı arttırabildiğim kadar arttırdım,yeniden arayı beşyüz metre kadar açtım.Allah sizi inandırsın arkadaşlar,ayı yine bana yetişti.yine nefesi ensemde...şanşa bakın...ayının ayağı kayıp yere düşmez mi?serüveni dinleyenlerden biri dayanamamış:
sende çok yürekliymişsinkardeşim!hayvan bana üç defa nefesi enseme gelecek kadar sokulsa,çok ayıptır söylemesi,ben korkumdan altıma ederim. avcı dönüp ters ters sözünü kesene bakmış:
lafı karıştırma yahu!ayı üç kez neyin üstüne bastı da ayağı kayıp yere düştü sanıyorsun?
Renkli kişiliği ve düşük not vermesi ile öğrencileri arasında özel bir üne sahip olan felsefe öğretmeni, sınav yapacağı gün öğrencilere, önce kâğıt ve kalemlerini hazırlamalarını söyledi, sonra da sandalyesini kaldırıp masanın üzerine koydu.
Sonra:
"Sınav sorumu soruyorum" dedi. "Bu sandalyenin var olmadığını
kanıtlayınız."
Sıfırcı felsefe öğretmeni, sınav kâğıtlarını okuduktan sonra, bu konudaki ününe gölge düşüreceğini bilmesine rağmen, hayatında ilk kez bir öğrencisine yüz üzerinden yüz vermek zorunda kaldı.
Öğrencinin sınav kâğıdında yalnızca şu iki sözcük yer alıyordu:
- Hangi sandalyenin?
Öğretmen öğrencilere soru soruyor:
-"Ağaçta 7 kuş var.Avcı ateş ediyor,3 tanesini vuruyor.Ağaçta kaç kuş kaldı?"Biri cevap veriyor:
-"4 kuş kalır."Başka bir çocukta hemen atılır:
-"Hayır öğretmenim ateş edince bütün kuşlar uçar,ağaçta hiç kuş kalmaz..."Öğretmen bunun üzerine:
-"Cevap yanlış ama stilini sevdim."der.Çocuk buna karşılık verir:
-"Öğretmenim,bende bir soru sormak istiyorum...Karşıdan 3 bayan geliyor,ellerinde dondurma var.Biri yalayarak yiyor,biri emerek,biri de ısırarak...Bu bayanlardan hangisi evlidir?"Öğretmen düşünüyor,düşünüyor...-"Emerek yiyen evlidir",diyor...Çocuk cevap veriyor:
-"Hayır öğretmenim,parmağında alyansı olan...Ama ben de sizin stilinizi sevdim.."
Bir albay, bir er, bir yaşlı kadın ve bir de
genc kız trende aynı kompartmanda yolculuk
etmektedir. Tren bir tünele girip kompartman
karardığı zaman, MUCUK bir öpücük sesi ve
ardından ŞIIIRRRAAAAKK ! diye bir tokat sesi
duyulur. Tünelden çıktıktan sonra yaşlı kadın
"Aferin genç kıza. Nasıl yapıştırdı tokadı" diye
düşünmekte ve kafasını sallamaktadır.
Genc kız da "Zevksiz herif, bu morukta ne buldu
ki, bi de öpmeye kalktı ama kadın da iyi
yapıştırdı." diye düşünmektedir.
Albay ise "Ulan bizim eşoglusu er, kızı öptü.
tokadı biz yedik." diye yanarken er de içinden
şöyle düsünmektedir:
"Hehe. aferin lan bana. elimi öpüp nasıl
yapıştırdım tokadı albaya..."